SÄ°YASET BÄ°LÄ°MÄ° VÄ°ZE NOTLARI

 



Siyaset Nedir?

İnsanlar farklıdırlar ve bir arada yaşamak mecburiyetindedirler. Mesele şu; farklılıklarımızla bir arada yaşama problemini hangi yöntemle çözeceğiz?

à Barışçıl Yöntem: Rızaya Dayalı

à Savaşçıl Yöntem: Zora Dayalı

 

Rızaya dayalı olarak çözmeye çalışanlara demokrasiler-özgür rejimler diyebiliriz.

Güce dayalı olarak çözmeye kalkışanlara da anti-demokratik rejimler diyebiliriz.

 

Farklı Siyaset Anlayışları

à Ahlaki bir edim olarak siyaset; Aristoteles

à İktidarı elde etme ve elde tutma faaliyeti olarak siyaset; Machiavelli ve Prens

à Güvenlik ihtiyacı olarak siyaset; Hobbes ve Leviathan

à Sınıf çatışması olarak siyaset: Marks ve Devlet

à Çatışma-uzlaşma olarak siyaset; Locke ve sınırlı devlet

à Kaynakların dağıtımı olarak siyaset

à Yönetme/hükmetme sanatı olarak siyaset; Nizamülmülk ve Siyasetname

 

Åžiddetin Siyasetteki Yeri

à Terör

à Ayrılıkçı Hareketler

à Devrim

à Darbe

à Devlet Terörü

à Savaş

à Meşru Zor Kullanma

 

 

Siyasetin Kapsamı

Kapsamına Göre Dört Tür Siyaset Vardır:

1-) Tek Boyutlu Siyaset

Yukarıdan aşağıya hiyerarşik bir toplum kavrayışı, daha diktatörlük veya geleneksel toplum anlayışına uygun siyaset anlayışıdır. Tek bir görüşün hâkim olduğu siyaset anlayışıdır.

 

2-) Sıfır Siyaset

Zorla siyasetin ortadan kaldırılmaya çalışıldığı durumdur. Bir tek hakikatin kabulü var ve bu da totaliter sistemlerin siyaset anlayışıdır. Hakikat tektir.

 

3-) Kapsamlı Siyaset

Siyaseti her alanda görür. Her mesele siyasi bir meseledir anlayışıdır.

 

4-) Sınırlı Siyaset

Eski geleneksel siyaset olanla sosyal olanı ayırmayan hepsini bir gören anlayışa karşı siyasal olanı sınırlayan, çerçeveleyen anlayıştır.

 

 

Ä°DEOLOJÄ°

à Grekçe eidos ve logos terimlerinin birleÅŸtirilmesiyle oluÅŸturulmuÅŸ yeni bir kavramdır. Ä°deoloji, ‘’düşünceler bilimi’’ olarak tanımlanabilir.

à 1790’larda Fransız filozofu Antoine Destutt de Tracy’nin kavramı kullanımı ile baÅŸlayacak

 

Marksizm’de Ä°deoloji

à Marks: Gerçeği gölgeleyen, çarpıtan, bozan bir söylem, aldatıcı fikirler, sınıf çıkarına hizmet eder; burjuva ideolojisi

à Lenin: Sosyalizm, burjuva ideolojisine karşı işçi sınıfının ideolojisidir.

à Gramsci: Kapitalizmde tahakküm sadece baskı ile değil, fikirlerin ustaca hegemonyası yoluyla da gerçekleşir.

 

İdeolojinin Tanımları

à Edward Shils: Görüş açısı, inanç sistemi, fikir hareketi ve programıdır.

à Antony Downs: Bir iyi toplum sözlü imajıdır ve böyle bir toplum inşa etmenin ana aracıdır.

à Michel Oakeshott: Sosyal gerçekliğin basitleştirilmesi ve soyutlanmasıdır.

à Michael Freeden: İdeolojiler geleneksel olarak, sosyal-siyasal düzenleri açıklayan, meşrulaştıran, destekleyen, eleştiren veya onları değiştirmek isteyen ve bu doğrultuda kamusal eylem planları sunan bir dizi fikir, inanç ve tutumlar olarak görülürler.

 

TANIM: Sosyal ve politik eylem için bir program sağlayan, insanlara toplumdaki yerlerini anlama konusunda yardım eden, sosyal koşulları açıklayan ve değerlendiren oldukça kapsamlı ve tutarlı fikirler setidir.

 

 

Ä°deolojinin Ä°ÅŸlevi

1-) Niye sosyal koşulların bu şekilde olduğunu açıklamak

2-) Bu koşulları değerlendirmek

3-) İnsanları toplum içinde uygun bir yere yerleştirmek

4-) Toplumsal ve siyasi eylem için bir program sunmak

5-) Kitleleri mobilize etmek

6-) Fikirleri organize etmek

7-) Dünyayı açıklama, anlama, koruma ve değiştirme

 

Ä°deolojik Eksenler

Ø  Åžehir-Kır ekseni

Ø  Din ve dini kurumların rolü

Ø  Piyasa politikası

Ø  Siyasi ÅŸiddet

Ø  Dış ticaret

Ø  ÇeÅŸitlilik-ÇoÄŸulculuk

Ø  Katılım

Ø  Özgürlük

Ø  EÅŸitlik

Ø  DeÄŸiÅŸim

 

Ä°deolojilerin Sonu

1960’larda Daniel Bell ve Karl Popper ideolojilerin sonunun geldiÄŸini söylüyorlardı.

1990’larda Francis Fukuyama sosyalizmin baÅŸarısız olduÄŸunu belirtiyor ve Liberalizmin zaferi olarak ilan ediyor.





LÄ°BERALÄ°ZM

Genel bir tanım: Aydınlanma geleneğine dayanan ve siyasal iktidarı sınırlandırarak bireysel hak ve özgürlükleri tanımlayıp savunmaya yönelen siyasal ve ekonomik felsefe.

Felsefi düzlemde özgürlük, eşitlik, bireysellik ve rasyonellik ilkelerine dayalı.

 

Liberalizm; bireyi ve onun özgürlüğünü merkeze alan; sınırlandırılmış bir siyasal yönetimi savunan; bireyin özgürlüğüne serbest piyasa ekonomisine, çoğulculuk ve hoşgörü prensibine dayanan bir ideoloji veya bir düşünce geleneğidir.

 

à Liberal sözcüğü Latince liber’den türemiÅŸtir. Liber kelimesi ‘’özgür insan’’ anlamına gelmektedir.

 

Liberal fikirlerin ortaya çıkmasındaki 4 ana sorun şunlardır:

à Durağan Sosyal Yapı

à Ekonomik Faaliyetler Üzerindeki Kısıtlamalar

à Merkezi Devlet Gücü

à Dini Tutuculuk

 

Liberalizm, devletin merkeziyetçiliğine ve mutlakiyetine karşı bir eğilim ya da siyasal bir sistem.

Temel kaygısı, devletin müdahalesine karşı bireylere sivil özgürlüklerini kazandırmak.

 

Liberalizm’in kurucu filozofu John Locke’dur;

à Epistemolojik açıdan rasyonalist.

à Locke’a göre siyasal iktidarın kaynağı Tanrı olmayıp yönetenlerin rızasıdır.

à Siyasal toplumun (devletin) ortaya çıkışını bir sözleşmeye dayandırması nedeniyle sosyal sözleşmeci teorisyen olarak kabul edilir.

 

David Hume (1711-1766)

à Liberalizmin önemli filozoflarındandır.

à Epistemolojik açıdan Empirist’tir.

à Hume, liberalizm içerisindeki evrimci liberalizm anlayışını yani anti-rasyonalist çizgiyi temsil etmektedir.

à İnsan aklı yerine insani tecrübeyi koymaktadır.

à Devletin ortaya çıkışını sosyal sözleşmeye dayandırmaz. Ona göre devlet çok eski bir dönemde kaba güce dayalı olarak ortaya çıkmış ancak daha sonra sağladığı fayda temelinde muhafaza edilmiştir.

 

Adam Smith (1723-1790)

à Sosyal ve siyasal alanda özgürlüğün ekonomi alanında da geçerli olmasını söylemiştir.

à Eğer bireyler iş bölümüne dayanan bir değişim ekonomisinde kendi çıkarlarının peşinde koşmakta özgür bırakılırsa, bir bütün olarak topluluğun refahı zorunlu olarak artar.

 

 

John Stuart Mill (1806-1873)

à Faydacı bir teorisyendir. Faydayı hem ahlaki meselelerde nihai karar verici hem de siyasal itaatin temeli olduğunu kabul etmektedir.

à Kişisel keşif sürecine önem vermektedir.

à Mill için devletin görevi bireyin özgürlüğünü korumaktır.

à Mill aynı zamanda temsili demokrasi anlayışını önermektedir.

 

Liberalizm’in Köşe TaÅŸları

1-) Bireycilik: Bireyi referans alan bir ideolojidir. Ontolojik, ahlaki ve metodolojik olmak üzere çeşitli kategorileri vardır.

Ontolojik Bireycilik, varlık olarak iradesi, çıkarı, tercihleri olan varlık sadece bireydir. Ahlaki Bireycilik, her bir bireyin ahlaken eşit değerde olduğu fikrini içerir. Metodolojik Bireycilik, devleti oluştururken bireyi referans alır.

2-) Özgürlük: Liberaller arasında özgürlüğün anlamı konusunda iki farklı yaklaşım bulunuyor.

à Negatif Özgürlük: Bireyin kendi yaşamına yön vermede özgür olması ve dışarıdan herhangi bir baskıya maruz kalmamasıdır. Tercih özgürlüğü.

à Pozitif Özgürlük: Bireyin tercih özgürlüğünün yeterli olmadığını, bunun yanında bireye maddi, sosyal ve kültürel imkanların da sunulması gerektiğini içeren özgürlük anlayışı.

 

3-) Anayasal Yönetim: Yönetimin çeşitli kurallarla sınırlandırılmasıdır.

4-) Piyasa Ekonomisi: Üretim araçlarının özel mülkiyetine dayanır. Yatırım, üretim ve mübadelenin arz ve talebin serbest piyasa tarafından belirlenmesini istiyor.

5-) HoÅŸgörü: Avrupa’da mezhep savaÅŸları sonrasında yoÄŸun kavgalar, savaÅŸlar nedeniyle ortaya çıkan bir anlayıştır.

6-) Çoğulculuk: Toplumda farklı kesimlerin, farklı inançların, farklı ideolojilerin, farklı çıkarların, farklı yaşam tercihlerinin olduğunun kabul edilmesidir.

 

Liberalizm’in Devlet Anlayışı

Sınırlı Devlet: Devletin bireylerin hak ve özgürlükleriyle sınırlı olması. Yani mutlak iktidar, mutlak egemen yerine sınırlı bir iktidar.

Tarafsız Devlet: Devletin toplumun belli bir kesiminin yaşam biçimi, iyi hayat anlayışı vs. değerlerini benimseyip onu kayıran, diğerlerini cezalandıran uygulama ve kararlarda bulunamaması anlamına gelir.

 

 

Liberalizm’in Türleri

à Klasik Liberalizm

à Modern/Eşitlikçi/Sosyal Liberalizm

à Anarko Kapitalizm

à Siyasi Liberalizm

à Kapsamlı Liberalizm

 

 

 

MUHAFAZAKARLIK

Muhafazakarlık, gelenekselciliğin modern dönemde bilinçli hale gelen, devrim karşıtı çabaları ve etkileri ile somut hale dönüşmüş halidir.

Muhafazakarlık kavramı ilk olarak Fransızcada ortaya çıktı. 1818’de Fransa’da çıkarılan bir gazetenin ismi Muhafazakarlık kondu.

Muhafazakarlık 18. Yüzyılın aydınlanmanın yarattığı sosyal-siyasi değişimlere tepki olarak ortaya çıkmıştır. Geleneksel toplumun olduğu gibi korunması ve değişime direnç gösterilmesi şeklinde başlamıştır. Aristokrat sınıf başı çekmiştir.

Muhafazakarlık soyut akla, denenmemişe, devrimsel değişime karşı durarak geleneği, denenmiş olanı, tecrübi olanı, organik toplumu esas almış bir ideolojidir.

Eski ve yerleşik olanın, geleneksel ve kutsalın sürekliliğini modern koşullarda sağlamaya çalışır.

 

Michael Oakeshott muhafazakâr olmayı;

Elde olanın olmayana,

Bilinenin bilinmeyene,

Denenmiş olanın denenmemişe,

Olguların gizemli olana,

Gerçeklerin olası olana,

Sınırlı olanın sınırsız olana,

Yakındakinin uzaktakine,

Yeterli olanın aşırı olana,

Uygun olanın mükemmel olana,

Küçük ve sınırlı buluşlar ve yeniliklerin büyük ve belirsiz olanlara tercih edilmesini öngörür.

 

Muhafazakarlığın Temel Unsurları

à Gelenek

à Değişim: Tedrici devrime şiddetle karşı.

à Aile: Toplumun temeli ailedir. Muhafazakarlara göre toplumun temel birimi birey değil ailedir.

à Otorite: Toplum, Tanrı’nın yarattığı bir ÅŸeydir. Toplumsal yaÅŸantının amacı bireysel özgürlüğü saÄŸlamak deÄŸil, otoritenin bozulmadan korunmasıdır.

à Toplum: Organik bir yapı, beden metaforu.

à Devlet: Paternalizm. Devlet de toplumun istikrarının ve bütünlüğünün teminatı olarak değerlidir. O da gelenek için bir güvencedir.

à Millet: Millet-devlet-otorite üçlüsü, muhafazakarlığın milliyetçi kolunun değer hiyerarşisini tanımlar. Muhafazakârlar, milletin yeni ve daha dayanıklı cemaat biçimi olduğuna, milliyetçiliğin yeni din olduğuna kanaat getiriyorlar.

à Akıl: Soyut akla karşı, tecrübi ve teknik bilgiye güveniyor. Toplumsala karşı bir şüphe ve kötümserlik içindedir. Zaten var olana güvenir.

à Özgürlük ve Haklar: Devrim döneminde ortaya çıkan özgürlükler, aydınlanma düşüncesinin soyut haklar söyleminin somutlaşmasıdır. Ancak bu özgürlükler dejenere edici ve anarşi yaratıcıdır; tiranlığa, tek kişi yönetimine yol açarlar.

à Mülkiyet: Muhafazakâr düşüncenin kendini dayandırdığı somut mülkiyet düşüncesi, Orta çağa, feodal döneme aittir.

à Politikalar: Muhafazakarlara göre, siyasetin kendinden bir devlet işleyişi tekniği çıkartabilecek bilimi, evrensel ölçekte uygulanabilecek siyasal bir ideal ya da soyut insan hakları bütünü yoktur.

 

Muhafazakarlık Türleri

1-) Tepkisel Muhafazakarlık: Fransız muhafazakarlığı, monarşist rejimin dini dünya görüşüne dayalı hayatın yeniden ihdasını hedefleyen restorasyon hareketinin etkisindedir.

2-) İngiliz Muhafazakarlığı: Daha liberaldir. Parlamenter devrimi de tarihsel geleneğin bir parçası olarak benimsemiştir.

3-) Yeni Muhafazakarlık: 1980’lerden sonra geliÅŸen Amerikan muhafazakarlığına verilen isimdir. Uluslararası etkili ülke, milliyetçi, militarist, serbest piyasa vs. baskın olmalı denilmiÅŸtir.

 

 

MARKSÄ°ZM

Marksizm, tarihin sınıf çatışmalarından oluştuğuna; sınıf çatışmalarını "ilerici" sınıfın kazandığına; bu çerçevede kapitalist sistemdeki burjuva-proletarya çatışmasını proletaryanın kazanacağına; çatışmacı ilerleyişin diyalektik yöntemle vuku bulduğuna inanan bir öğretidir.

 

Marksizm felsefi olarak 2 temele dayanır;

1-) Materyalizm: Varlığın maddesel olduğunu söylerler. Maddesel bir temeli olmayan bir şeyin varlığından bahsedilemeyeceğini söylerler.

2-) Pozitivizm: Epistemolojik temelde bir yaklaşımdır. İnsan bilgiye nasıl ulaşır? Sorusuna farklı cevaplar verir.

 

Marksizm Toplumsal Süreci Çeşitli Kategorilere Ayırmıştır;

à İlkel Komünist Toplum: Bu toplumda özel mülkiyet yok, iş bölümü/uzmanlaşma yok, sınıflar yok, devlet yok

à Kent Toplumu: Efendiler ve köleler vardır. Üretim araçlarının sahibi efendiler, üretim aracı kölelerdir. Kent devleti/polis/site şeklinde siyasi örgütlenme vardır.

à Feodal Toplum: Toprak ana üretim biçimi olmuştur. Üretim tarımsal üretime geçmiştir. Lord/Serf ayrımı oluşmuştur. Devlet biçimi krallıktır.

à Kapitalist Toplum: Bu toplumun temeli kapitaldir. Fabrikalar üretim araçları olmuştur. Proletarya ve burjuva sınıf ayrımı vardır. Siyasal yapısı kapitalist devlet/liberal demokrasidir.

à Proletarya Diktatörlüğü: İşçi sınıfının ayaklanmasıyla kurulmuştur.

à Komünist Toplum: Herkesin ihtiyacına göre toplumdan aldığı, niteliğine göre topluma verdiği devletsiz, sınıfsız, sömürünün olmadığı birlikte üretilen bir toplum olacaktır.

 

 

Diyalektik: Her şey tez, anti-tez ve sentez ilişkisine bağlıdır.

MİLLİYETÇİLİK

Diğer 3 ideolojiden farklı olarak kapsamlı bir felsefi temeli yoktur. Modern devlet ile iç içe geçmiş bir ideolojidir.

Milliyetçilik toplumdaki farklılıkları tek potada eritmeyi amaçladığı için, bu talebin karşısında duran ve asimilasyonu reddeden gruplar için her dönem baskıcı olmuştur.

Karl Deutsch, milliyetçiliğin siyasal ve toplumsal gelişmenin ulaşmış olduğu en üst seviyeyi ifade ettiğini ve dünyanın tamamının açık toplum olmasına giden yolun buradan geçtiğini belirtmektedir.

 

Geleneksel toplumda aidiyetler daha şahsi düzeyde himaye ve sadakat ilişkisi üzerinde ve bir tür sözleşme üzerinden siyasal bağlılıklar oluşturmaktır milliyetçilik.

 

Modernist Görüş: Milletlerin ve milliyetçiliğin modern bir unsur olduğunu ve değişen sosyoekonomik ve fikri temellerin ihtiyaç duyduğu bir yapı olarak oluşturulmuş, modern zamanda ortaya çıkmış bir yapı olarak milliyetçiliği görmektedir.

 

Ä°lksel Görüş: Milletler veya milliyetçilik birdenbire 19.yy’da ortaya çıkmadı. Ä°nsanlık tarihi boyunca her zaman etnik veya kavmi aidiyet baÄŸlılık insanlığın temel ayırt edici unsuru oldu. Dolayısıyla bu etnik ve kavmi baÄŸlılık süregelen bir ÅŸeydir.

 

Siyasi Millet: Ulusu aynı siyasi birimin üyelerinden oluşan bir yapı olarak tanımlar. Üyeleri devlete siyasi ve hukuki bir bağ ile bağlar.

 

Kültürel Millet: Milleti etnokültürel unsurlarla tanımlamıştır. Millet nedir? Sorusuna aynı dili konuşan, aynı kültürü paylaşan unsurları kullanılarak tanımlama yapıldı.

 

 

FAŞİZM

Faşizm Sağ ideolojinin aşırı, radikal ucudur. Şiddete dayalı olarak sistemi değiştirmeyi arzu eder. Birey ve bireycilik unsuru yoktur. Kolektif bir toplum anlayışına çağrı yapar.

Faşizm modernizmin aydınlanma unsurlarına karşı çıkmıştır. Faşizmin odaklandığı sınıf devlettir. Ekonomik olarak Faşizm ne komünizm ne liberalizm derken korporatist bir anlayışı benimsemiştir.

Yayılmacı bir anlayışı vardır.

Propaganda ile toplum manipüle edilmiş ve belli bir gerçeklik algısı oluşturulmuştur.

 

 

FEMÄ°NÄ°ZM

İlk kuşak Feminizm kadınların üzerindeki çeşitli yasakları, engelleri konusunda eşit haklar talep etmiştir. Bu Feminizm epey bir başarı elde etmiştir.

Ä°kinci KuÅŸak Feminizm ise yasa olarak eÅŸit gibi görünse de toplumsal anlamda kadınların erkeklerle eÅŸit olmadığını söyleyerek eÅŸitliÄŸe baÅŸka açılardan bakılması gerektiÄŸini söylüyorlar. Toplumsal cinsiyet eÅŸitliÄŸini geliÅŸtirmeyi amaçlamışlardır. 


Yorum Gönder

0 Yorumlar